Air China 981 seferinin pilotları uzun bir uçuşun sonunda New York'a, dünyanın en yoğun bir kaç havalimanı arasında gösterilen JFK havalimanına inerler. Boeing 747 uçağı ile on saatten fazla havada kalarak, yüzlerce yolcuyu Çin'den Amerika'nın doğu kıyısına ulaştırmış bulunmaktadırlar. Yorucu görevin tamamlandığı ve fazlasıyla hak edilmiş dinlenmenin yakınlığı ile rahatlayarak pisti terk ederler. Ancak JFK yer kontrolün park yerine gidiş güzergahı ile ilgili talimatları rahatlayan ekip için adeta bir kabusun başlangıcı olur. Pilotların İngilizce diline hakim olmamaları, Amerikalı kontrolörün son derece yoğun iş yükü altında talimatları makineli tüfek misali sayma alışkanlığı ile birleşince, bir kaç saniyede tamamlanması gereken iletişim tam iki dakika sürer. Talimatları anlamakta güçlük çeken pilotlar karşısında çaresiz kalan kontrolör, JFK meydanında park yerine giriş için ayrı bir frekansla görüşüp alınması gereken müsadeden bu ekibi muaf tutmak zorunda kalır. Havacılık ile ilgisi olanların tahmin edebileceği gibi sorun burada çözülmeyecek ve ardından yaptırımlar getiren bir raporlaşma söz konusu olacaktır. Takip eden meraklılar tarafından bir kaç yıl önce internet üzerinden paylaşılan olaya ait ses kayıtları Boeing 747 ile bir okyanus bir de kıtayı boydan boya geçen Çinli pilotların, değim yerindeyse, bir kaşık suda boğulma dakikalarını belgeler. İlgilenenler için: http://www.youtube.com/watch?v=iWDEIvjwaFU
Ne yazık ki havacılıkta iletişim aksaklıkları her zaman bu şekilde gülünç veya trajikomik bir şekilde sonlanmamaktadır. 1977 Mart'ında Tenerife'de meydana gelen ve bugüne dek en ölümlü havacılık kazası olarak bilinen olayda kalkış yapmakta olan Hollanda Kraliyet Havayolları KLM'nin ve kalkış için pist başına ilerleyen Pan Amerikan Havayolları'nın 747 uçakları yerde çarpışır. Olaya etki eden faktörlerden biri KLM'nin en tecrübeli kaptanlarından birinin İngilizce ifadeleri yanlış yorumlaması ve diğer uçakların telsiz konuşmalarını takip etmemesi olarak tarihe geçer. 1990 yılında New York'ta düşen Kolombiya'nın Avianca Havayolları'nın pilotları ise trafik nedeniyle 73 dakika şehir üzerinde bekletildikleri sırada giderek kritikleşen yakıt azlığını trafik kontrolörlerine gereken vurguyla ifade edememiş ve öncelik isteyememişlerdir.
Bu tür olaylardan dolayı Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) uluslararası uçan tüm pilotların ve uluslararası uçuşlara hizmet veren tüm hava trafik kontrolörlerinin, İngilizce'yi standart telsiz ifadelerinin ilerisinde öğrenmelerini gerektiren kuralları yürürlüğe koymuştur. 2009 yılında yürürlüğe giren bu kurallar pilotları ve kontrolörleri havacılığın yanısıra günlük yaşamda İngilizce konuşma becerisini ölçmeye yönelik sözlü sınava tabi tutmaktadır. Havacılığın son yüz yıl boyunca gösterdiği gelişim boyunca İngilizce, telsiz konuşmalarından uluslararası kurallara, uçuş eğitimi ve usullerinden uçakların teknik dökümanlarına kadar her ayrıntıda resmi dil olagelmiştir. Bilim ve teknoloji üretmenin kendi dilini hakim kılmak ile sonuçlandığı, üretmemenin de yabancı diller ile başa çıkmayı zorunlu kıldığı havacılık alanında da geçerlidir. Günümüzde uluslararası tüm uçuşlarda pilotlar, çeşitli ülkelerin hava trafik kontrolörleri, yer hizmetleri görevlileri ve yolcularla hiçbirinin anadili olmadığı halde İngilizce iletişim kurmak zorundadır. Son yıllarda ülkemizde hızla artan yabancı pilot sayısı, saatlerce kokpiti paylaştığınız meslektaşınızla uçuş harekatındaki süreçleri çözümlemek ve sohbet edebilmek için dahi İngilizce'ye hakim olmayı gerektirir hale gelmiştir. Havayolu pilotlarının sıkça yurtdışında konakladığı düşünüldüğünde İngilizce'nin yanısıra Fransızca, İspanyolca, Almanca gibi çok konuşulan dilleri bilmeleri de tercih sebebi olabilmektedir. Havacılık kadar ülke sınırlarını tanımayan bir çalışma alanı daha bulunamayacağından havacılar için fazla dil göz çıkarmaz desek yeridir.
Kaynaklar:
http://en.m.wikipedia.org/wiki/Test_of_English_for_Aviation
http://www.maycoll.co.uk/aviation-english/index.htm
NTSB/AAR-91/04
0 yorum:
Yorum Gönder