Boylamlar yani meridyenler geçilerek yapılan uzun menzilli ve süratli kıtalararası uçuşlarla, uzay yolculuklarında, içsel biyolojik saatle varılan bölgenin
coğrafi saati arasındaki uyumsuzluk, bir dizi zihinsel ve fiziksel performans bozukluklarına yol açar. Jet-lag veya jet sarhoşluğu denen bu sendromun havacılar için potansiyel bir problem olduğuna ilk kez 1931 de Post ve Getty tarafından dikkat çekilmiş, daha bilimsel yaklaşım ise 20 yıl sonrasında Strughold’dan gelmiştir.
coğrafi saati arasındaki uyumsuzluk, bir dizi zihinsel ve fiziksel performans bozukluklarına yol açar. Jet-lag veya jet sarhoşluğu denen bu sendromun havacılar için potansiyel bir problem olduğuna ilk kez 1931 de Post ve Getty tarafından dikkat çekilmiş, daha bilimsel yaklaşım ise 20 yıl sonrasında Strughold’dan gelmiştir.
“Jet Lag”, uçakla yapılan ve beşten çok zaman diliminin geçildiği uzun yolculuklardan sonra saat farkından dolayı ortaya çıkan rahatsızlık olarak tanımlanıyor. Uçak yolculuklarında kısa zamanda uzun mesafeler kat edilir. Kişinin biyolojik saati, gidilen ülkenin coğrafi saatine, gece-gündüz farkına, uyku, yeme ve çalışma saatlerine uyum sağlamada zorlanır. Bu da bedende bazı uyumsuzlukların ortaya çıkmasına yol açar. Yalnızca çok uzun yolculuklar değil, uzun süre uykusuz kalıp ertesi gün yine yoğun tempoda işe başlamak, uzun süre uykusuz araba kullanmak gibi etkinlikler de jet-lag benzeri şikâyetlere neden olabilir.
Jet-lag’e yol açan temel unsur, melatonin salgılama ritminin bozulmasıdır. Biyolojik ritmin düzenlenmesindeki temel hormon olan melatoninin salgılanması gece-gündüz farkından etkilenir. Normal koşullarda melatonin salgılanması saat 22.00 dolaylarında başlar ve 08.00 sıralarında durur. Uzun mesafe yolculuğu nedeniyle gece-gündüz saatleri değiştiğinde, bir süre için melatonin salgılanması yerel saate ayak uyduramaz. Bunun sonucunda bedenin dengesi geçici bir süreyle bozulur. Gidilen yerde gece olsa da beyin hala gündüz ritmiyle çalışır ve melatonin salgılanması başlayamaz. Bu nedenle uykumuz gelmez ve herkes uyurken biz uyanık kalırız. Buna karşılık sabaha karşı melatonin salgılanır ve yavaş yavaş uykumuz gelir, beden dinlenmeye hazırlanır. Gecenin ortasında acıkırız, öğlen saatinde hiç iştahımız olmaz. Gece kendimizi enerjik hissederken öğleden sonra tümüyle bitkinleşiriz. Kısacası bedenimiz için her şey tepetaklak olur.
Jet-lag belirtilerinin arasında uykusuzluk, yorgunluk, iştahsızlık, hazımsızlık, bağırsak bozukluğu, zihinsel ve fiziksel performans kaybı, zaman ve uzaklık algısı bozukluğu, tepki zamanının uzaması, yargı ve bellek kusurları, bulanık görme, bedensel ağrılar ve terleme sayılıyor.
Jet lag genellikle geçici bir durum olsa da ilerlemesi halinde hem psikolojik hem de fiziksel başka rahatsızlıklara da yol açabiliyor. Bu tür etkilerden korunmak için pilotlar ve sürekli yolculuk yapmak zorunda kalan kişilere, doktor gözetiminde melatonin takviyesi yapılabiliyor. Jet-lag’ın olumsuz etkilerinden korunmak için ışık tedavisi de uygulanır. Belirli zaman aralıklarına göre uygulanan ışık tedavisinin amacı, melatoninin salgı ritmini düzenlemek, yani yeni saat ayarı yapmaktır. Ama jet-lag’ın olumsuz etkilerinden kurtulmanın en etkili yolu, gittiğiniz ülkede ilk günden itibaren yerel saate göre yaşamak, akşam olduğunda uykunuz gelmese de uyumaya çalışmak, sabah erken saatte uyanmak, yemek saatlerini aksatmamaktır.
Bu önlemlere karşın jet lag’ın etkileri bir haftaya kadar sürebilir. Daha uzun süren uyum sorunlarında mutlaka doktora danışmak gerekir. Jet-lag özellikle kısa sürede farklı coğrafi yapıya ve farklı zaman dilimine geçilmesi (batıdan doğuya ya da doğudan batıya uçarken) sonucu oluşur ve uyku kalıplarının vücudun iç saatini oluşturan biyolojik ritminin bozulması anlamına gelir. Kişide algı sorunları, dehidratasyon, bitkinlik, stres, sindirim sorunları gibi şikâyetler meydana gelir.
Ayrıca uyuyamama, düşük zihinsel ve fiziksel performans gibi durumlara yol açabilir. Ortaya çıkan şikâyetlerin ortadan kalkması için uçuş süresinin yaklaşık sekiz katı kadar süreye ihtiyaç vardır. Zaman dilimi geçilmeyen kuzeye ya da güneye yapılan seyahatlerde bu sorun yaşanmaz.
Hazımsızlık, kabızlık, iştahsızlık, yorgunluk, uykusuzluk, vücut ağrıları, terleme, bulanık görme, zihin karışıklığı, zaman ve mesafe algısı bozulmaları, reaksiyon zamanı uzaması, yargı ve bellek kusurları gibi belirtileri olan Jet-lag, kıtalararası uzun uçuşlar yapan uçuş mürettebatını, bilimsel ve politik toplantılara katılmak üzere seyahat eden kişileri ve yarışmalara katılacak sporcuları özellikle ilgilendirir. Zihinsel ve fiziksel performans kaybı, bu kişilerin başarılarını önemli düzeyde azaltabilir.
Jet-lag sendromuyla ilgili temel bilgiler, aşağıda başlıklar halinde sunulmuştur (Aşağıdaki şekilde meridyenler ve güneşin geçiş hızı gösterilmektedir)
Dünyanın çevresi 360 boylamla bölümlenmiştir. Her iki boylam arası 4 dakikada, her 15 boylam 1 saatte geçilir; buna ”1 zaman dilimi” denir. Dünya çevresinde 24 zaman dilimi vardır. 5 ve daha fazla sayıda zaman dilimi kaymaları jet-lag belirtilerini arttırmaktadır.
Jet lag belirtilerinin devam süresi ”geçilen zaman dilimi kadar gün” dür, başka bir ifadeyle, varılan yere vücudun uyumu ve belirtilerinin kaybolması (resenkronizasyon), aradaki saat farkı kadar gün alır. İnsanların %30′u ise jet-lag’ı daha uzun sürelerde atlatabilirler.
Kuzey-güney veya tersi uçuşlarda zaman dilimi geçilmediği, saat ve gece gündüz farkı olmadığı için genellikle ciddi uyumsuzluk belirtisi görülmez.
Batıdan doğuya doğru olan uçuşlar, doğu-batı yönlülere göre daha problemlidir; belirtilerin şiddeti daha fazla, düzelme süresi daha uzundur.
Vatan veya ev yönü uçuşlarda (doğuya doğru bile olsa) jet-lag etkileri daha iyi tolere edilebilmektedir.
Gece-gündüz farklılığının çok belirgin olmadığı kutup bölgelerinde yaşayan insanların jet-lag’den aşırı derecede etkilenmeyecekleri için, belki de jet-lag problemi itibariyle en problemsiz pilotların Eskimolardan çıkacağı, fantastik bir varsayım olarak ileri sürülmüştür.
Jet-lag belirtilerinin gün geçtikçe azalması beklenirken, ilginç bir görünüm, 3ncü gün bozukluklarının ilk günlere göre daha şiddetli olmasıdır.
Varılan bölgenin yeme-içme-uyuma saatlerine riayet etmek, sosyal aktivitelere katılmak, uyum süresini kısaltır. Kritik görevleri olan kişilerin gidecekleri yerlere 3-7 gün önce gidip, uyum için zaman kazanmaları en iyi yoldur.
Proteinden zengin kahvaltı ve (düşük protein + yüksek karbonhidratlı) akşam yemeği yemek, uyum süresini kısaltmakta yararlı görülmektedir.
Kişinin resenkronizasyon için aktif çaba göstermesi ve yüksek motivasyona sahip olması durumlarında jet-lag’ın olumsuz etkilerini yenmesi daha kolaylaşmaktadır. Nörotik kişilerin yakınmaları ise daha zengindir.
Kahve, çay, alkol ve uyku ilaçları, jet-lag’ı yenmede geleneksel ve deneye dayalı yöntemler olarak kullanılmaktadır.
Doğu yönüne doğru olan uçuşlarda gün kısaldığı için, periyot kısaltıcı ilaçlar olarak: Nomifensine, Chlordiazepoxide, Desmethylimipramine, Melatonin yararlı olduğu bilinmektedir. Batı yönlü uçuşlarda ise gün uzar, bu nedenle periyot genişletici ilaçlar faydalı olduğu bilinmektedir. Theophylline, Lithium, Amphetamine, Ethyl Alcohol vs. Bu ilaçlar elbette doktor tavsiyesi ile kullanılmalıdır.
Jet-lag’i kolayca atlatabildiğiniz keyifli uçuşlar dilerim.
0 yorum:
Yorum Gönder